Kelime-i Şehadet

"Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü"
"Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka hiçbir İlâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve resûlüdür."

"Kuran-ı Kerim" ( E.HAMDİ YAZIR )
.

76-İNSAN

1 - Gerçekten insan üzerine dehirden (zamandan) öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi.
2 - Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık.
3 - Kuşkusuz biz ona yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör.
4 - Çünkü biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır.
5 - Kuşkusuz iyiler de karışımı kâfûr olan dolgun bir kadehten içerler.
6 - Bir kaynak ki ondan Allah'ın kulları içerler, güzel yollar açarak akıtırlar onu.
7 - O kullar adaklarını yerine getirirler ve fenalığı salgın (olan) bir günden korkarlar.
8 - Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
9 - "Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz."
10 - "Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız." derler.
11 - Allah da onları o günün fenalığından korur, yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.
12 - Sabırlarına karşılık onlara bir cennet ve ipekten elbiseler verir.
13 - Orada donatılmış koltuklar üzerine dayanmışlardır: Orada ne yakıcı güneş görürler, ne de şiddetli soğuk.
14 - Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur.
15 - Yanlarında gümüşten kaplar, billur kupalar dolaştırılır.
16 - Gümüşten öyle kadehler ki onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır.
17 - Onlara orada bir dolu kadeh sunulur ki, karışımı zencefildir.
18 - Bu orada bir pınardır ki, adına "selsebil" derler.
19 - Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın.
20 - Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün.
21 - Üstlerinde zarif ve yeşil, kalın ipekten bir elbise vardır. Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara temiz bir içecek içirmiştir.
22 - (Onlara şöyle denir): "İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur."
23 - Kur'ân'ı sana kısım kısım biz indirdik biz.
24 - O halde Rabbinin hüküm vermesi için sabret. Onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme.
25 - Sabahakşam Rabbinin ismini an.
26 - Gecenin bir bölümünde de O'na secde et (akşam ve yatsı namazlarını kıl). Hem de O'nu uzun bir gece tesbih et (teheccüd namazı kıl).
27 - Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar.
28 - Onları biz yarattık ve mafsallarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz vakit de kılıklarını değiştiririz.
29 - İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar.
30 - Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
31 - Allah dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere ise, acıklı bir azap hazırlamıştır.

OTUZ İKİ FARZ


Otuz iki farz şunlardır:



12 Namazın farzı: Hadesten taharet (gusletmek veya abdest alma), necasetten taharet (bedeni, elbiseleri ve namaz kılınacak yeri her türlü pisliklerden temizlemek), setrü'l-avret (namazda erkeklerin en az göbekle diz kapakları arasını, hanımların elleri, yüzleri ve ayakları hariç bütün bedenlerini ve uzuvlarını örtmeleri), istikbali kıble (namazları, Mekke'deki Ka'be yönüne doğru kılmak), vakit (her namazı kendi vaktinde kılmak), niyet (hangi namazı kılacağına niyet etmek); iftitah tekbiri (namaza Allâh'ü ekber diyerek başlamak), kıyam (gücü yetenlerin namazda ayakta durması), kıraat (namazda Kur'an okumak), rüku (namazda rükua eğilmek), sücut (namazda secdeye kapanmak) ve ka'de-i âhire (namazın sonunda selam vermeden önceki oturuş)



5 İslâm'ın esası: Savum (Ramazan orucunu tutmak), salât (beş vakit namaz kılmak), hac, zekat ve kileme-i şahadet getirmek.



6 İmanın esası: Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe ve kaza-kadere iman etmek.



4 Abdestin farzı: Elleri ve yüzü yıkamak, kolları dirsekler ile birlikte yıkamak, başı meshetmek, ayakları küçük topuklarla birlikte yıkamak.



3 Guslün farzı: ağzı, burnu ve bütün bedeni yıkamak.



2 Teyemmümün farzı: Niyet edip elleri iki defa temiz toprağa vurmak, birincisinde yüzü, ikincisinde kolları meshetmek (bk. namaz, abdest, gusül, teyemmüm, iman ve İslâm) (İ.K.)